2 Mayıs 2014 Cuma

BİZDEN ADAM OLMAZ!

Sayın okuyucu, her nerdeysen, nasıl yaşıyorsan ve statün her ne olursa olsun yüzyıllardır devam eden sıkıntılı bir durumdan haberdar olmanı istiyorum. Acınacak haldeyiz!
Bataklığa saplanmış karabatak kuşu gibi çırpındıkça batıyoruz. Feryat etmemiz gerekirken, en yakınımızdan başlayarak yardım dilenmemiz şart olmuşken kibirimizden ödün vermiyoruz. Öyle yükseklerde ki burnumuz, bataklıkta en son o batacak.
Şımarık yetiştiriliyoruz bir kere,
Ağlamaya başladığımız an ne istediysek elimize tutuşturuluyor. Ev içinde şiddetin bini bir para ama hala misafirlikte sınıfın en başarılı çocuğu olarak tanıtılıyoruz. Mahallede kavga çıkarsa çocuklar arasında bilin ki suç hep öbür çocuktadır. Sahiplik kavramını bilmeyen çocuk dahi bir şey yürütse (ki o yaşlarda gayet normal bir davranış) muhakkak bir yanlışlık vardır. Tabii bu evde yenilecek dayağı engelleyen bir yanlışlık değildir o ayrı. Evde kavga eder ebeveynler çocuk kavgayı öğrenir, fakat öğrendiği daha mühim bir mesele vardır o da suçlunun kim olduğu üzerine. Tahmin edersiniz; karşı taraf. Oğlunuzun içkisi sigarası yoktur mesela. Öyle karı kız işleriyle de uğraşmaz evlenince. Dışarı hayatı yoktur hiç, dışardakileri biz harbiden dışardan ithal etmişizdir çünkü.
‘’Ben anlatamadım.’’ İki kelime bir noktanın yan yana geldiği hiç olmamıştır mesela. ‘’ Anlamıyorsun’’ diyecek kadar ekonomik de insanlarız çünkü. Savurgan mıyız? Asla. Din iman mı en Müslümanı biziz. Hırsızlık? Yok çıkmaz bizden onları da ithal getirdik. En iyisini kim bilir? O da soru mu tabii ki biz. He bir de takım tutar gibi tuttuğumuz parti başkanları. Koyun muyuz? Zinhar! Eleştirilere de açığız zaten. Bilmediğimiz şeyler var mı? Vardır elbet akademik konularda ama onları da bizim oğlan bilir. Söyledim mi bilmiyorum ama bizim oğlan hala en iyisidir. En iyi biz yetiştirmişizdir çünkü.
Ama yeter demi artık bu şımarıklık. Yeter mi canım dur daha yeni başlıyoruz. Daha 1. Dünya Savaşını Almanlar yüzünden kaybedeceğiz. Almanlar yüzünden tabii, 2. Dünya Savaşıyla kanıtladılar. Tuttuğumuz takım yenilir ya adamlar eşektir ya da hakemler. Tabii muhakkak biri yenilecekse karşı taraf yenilmeli, çünkü biz daha iyiyiz. Ülke gündemine girmeyelim diyorum dokunmadan da geçilmez. Yahu herkes haklı, karşı taraf haksız da ülke gündemi cadı kazanı gibi.  Her gün birbirinden çirkin olaylar vücuda geliyor ölü toprağı var üstümüzde. Mevzulardan biri başka ülkede olsa ortalık karışacak. Ortalık karışsın demiyorum tabii istikrarı ya da barışı herkes sever. Ama bu pişkinlik bu başı boşlukla ne haysiyetimiz kalıyor ne de insanlığımız. Tamam baştakileri geçtim koltuk sevdasıdır tatlı gelir pişkinlik yapar. Yahu sende mi bu işe ortaksın. Hayır verdik oyu böyle oldu cahillik ettik yahut göremedik de. Yok arkadaş parti değil takım tutuyoruz. Genel görüş (siz de çevrenizde görüyorsanız genel görüştür muhakkak) ‘’adamlar çalıyor ama çalışıyor.’’ Bu gruba zaten diyecek sözüm yok. Evlerine giren hırsızları ihbar etmeden önce araştırıyorlardır umarım çalışıyor mu çevresi için diye. Tutarlıyız ya bunları da bilmek gerek.  İkinci grup ‘’başka parti yok verecek ben ne yapayım?’’ grubu. Yapma kardeşim bir şey yapma ben de onu diyorum. Gidip oy vermek, suça ortak olmak da suçtur. İnancın kalmadıysa hiçbir siyasi partiye verme oy falan. Oy vermek için de gelmedin dünyaya. Dünyaya geldiğin için, daha refah yaşaman için var zaten şu devlet denen. Bu yüzden kullanıyoruz oy verme dediğimiz işlemi. Parti adı da vermedim dikkatinizi çekerim. Hangi parti ne şekilde suçluysa gözünüzde vermeyin oyunuzu. Seçmen olarak kendinizi değerli hissetmenizden ödün vereceksiniz ama egonuzu şişirecek bir sürü fırsatı zaten yaratıyorsunuz etrafınızda. Kimse şüphe duyduğuna oy vermezse düşecek takkeler öne.

Neo Osman olmuşuz, Ortadoğunun en büyüğüymüşüz, dünya siyasetine yön veriyormuşuz geçiniz bu işleri. İlim, irfan zaten yalan olmuş. Oğlan okuyor ‘’master’’ -yüksek lisans değil- master yapıyor da demeyin muhtemelen benim gibi bir yerlere içini döküyordur şu an. Adam Prof. falan filan da yalan gözümle gördüm çocuklar anlatıyor dersi çoğu zaman. Memurluğa zaten daha iyi yatalım diye hazırlanıyoruz. Siyaset işte danışmanlar falan yazıyor yazılı metinden döşeyip gidiyor. Sanatçı desen nerden kopyalasam orijinal görünür derdinde. Diyorum ya bataklığa batmışız sonuna kadar. Bir ağzımız kalmış dışarda son bir gayret övünelim, savunalım diye; bir de burnumuz – o hep bir karış havada-.

Sözün özü şudur ki canım kardeşim; pembe bulutlar hayal ürünü ve biz milletçe mahallenin en güzel en zeki çocuğu falan değiliz. Şehirde yaşıyoruz dediğimiz de Ankara’da arka mahallede bir varoş semti.  Şimdi sana söylüyorum gibi anladın, savunmaya geçeceksin ya canım kardeşim, sana değil sözüm karşı tarafa. En yakın aynayı seç çok uzaklardan bak ona. Zira karşı taraf algında çook uzaklarda…