(not: bu nottan itibaren başlayan yazı bir düşünce akışı olması bakımından hiçbir anlam, kural, noktalama işareti ve benzeri şey taşımayacaktır. buna dair bir örnek var mı? evet var. ama bu örnekler bu saatte beni biraz olsun ilgilendirmiyor. bu yazıyı yazarken kendimi hür, biraz depresif, rahat hissediyorum. eminim ki buna hakkım var.)
yuvarlak bir masam var bu masaya yeni yaratmış olduğum tam yedi karakter oturttum bu karakterlerin üç tanesini iş sahibi parası haddinden fazla olan yani gelecek kaygısı olmayan adamlar yaptım hatta o kadar kibirli zengin ve aptal ki bu adamlar kendilerinin hayali bir karakter olduklarını unutup karşılarında oturan dört kişinin masada olmalarını nezaketsizlik olduğunu düşünmekteler bir tanesi bankacı aklında yarım bırakmış olduğu işleri var bu saatte bu masada oturmak yerine son bir kez işlerine göz atıp aile fertlerine zaman ayırmadan gidip yatmak var muhtemelen hikayenin bu şekilde devam etmesine karşıdır lakin ben ona düşüncelerini söylemesi için fırsat vermeyeceğim diğerine geçelim bir tefeci aile yaşamından anlamaz pek bunun yanı sıra edebiyattan hoşlanmaz böyle konulara malzeme olmayı da sevmez hani işini yapmış adam cebine parasını koyup o paradan on lirasını çıkarıp marlboro lightını almış keyifle tüttüren adamdır böyle adamları sever çünkü parasını satabileceği güzel insanlardır bunlar paradan iyi anlar verdiği paralar uğur getirmez pek lakin bir kere parasını alan yakasını da kurtaramaz pek ondan bu masadan olduğu için bana çok kızıyor fakat bankacıyı gözüne kestirdi yanı başındaki biraz sonra tanışacağınız ekonomi bakanına çaktırmadan bankacıyı ağına düşürebileceğini düşünüyor düşürecek de ama nasıl düşüreceğiyle sizin bir alakanız olmayacak bilmeyeceksiniz de ve sıra geldi ekonomi bakanımıza çok önemli bir toplantısını aksattı bizim için aslında bakarsanız bana o kadar kızgın ki işinden alıkoydum aslında işini yürüttüğünde sonucundan etkilenecek kişilerin tamamı bu masada ekonomik dengeleri oturtmak için birazdan tanışacağınız memurdan biraz kırpacak öğrenciden biraz daha harç alıp okullara yardımdan kesecek bankalara para akışı sağlayıp iş sevmez bankacımızı iş altına sokacak ve bu karmaşada eline geçirdiği parayı farkında olmadan yanı başındaki tefeciyle paylaşacak cebi dolu amcalarımızdan sıyrılıp sefillere geçtiğimizde ilk sırada bir anarşist var klişeleşmiş lafları her zaman dilinde her şeye karşı bir anarşist aslında sadece parayı bulamamış bir kişi ona kar sağlayan birşeyle karşılaşmamış henüz cebine iki bin tl sıkıştırıldığında dolabına sakladığı nüfus cüzdanını taşımaktan gocunmayacak bir kişi aslında karşı olacağı şeylerin tamamının ortak bir noktası var bu ortak nokta karşı çıkacaklarının tamamının bedava olması emek harcamayı pek sevmez lakin yanı başında oturan öğretmen amcamızın yerinde olup bordro sahibi olmaya da hayır demez hani keşke biraz çalışma gücü bulsaydım der ve alışkanlık ya bunu dediği ufak sürede kendinden utanır ve etrafındakileri izlemeye devam eder öğretmenimize gelelim burada olmak sıkıcı geliyor ona da kaçırmış olduğu dizide muhtemelen adam kadına tecavüz etti ve düğüm çözüldü şahit olamamaktan son derece huzursuz bir bardak çayını içip kanepede uyuya kalma geleneğini devam ettiremediği için kızgın bir öğrencimiz var aslında yapacak pek bir işi yok yarınki sınavına uyumadan da gider neticede masada olmaktan rahatsız olmak yerine masada bulunmayı son derece ilginç buluyor konuşacakları var fakat konuşmanın başlamasını bekliyor ve son sandalyeye de ben oturuyorum aslında hiç muhatap olmak istemem ama canım sıkılıyor işte oturuyorum kendimi tanıtıp söze başlıyorum konuş diyorum diyorum bakana kime neden karşısın şu hayatta bakıyor bana ve etrafındakilere biraz tedirgin lakin makamının verdiği öz güvenle başlıyor ilk olarak muhalefet partisinin politikasına karşı çıkıyor eleştirilerini saçma ve seviyesiz buluyor ekonomi planlarına son derece bağlı ve başarılı olduğunu düşünüyor basının tutumuna karşı devlet sırlarını sızdırmaktan asılsız suçlamalar yapmasından ve yalan haberler yaymasından dem vuruyor memura da yükleniyor öğretmenin suratına bakmadan geçinmesine yetecek maaşı verdiklerini ve bunların allahtan belasını istediklerini söylüyor şükretmeyi bilmiyormuş memur onu da söylüyor bankacı daha fazla dayanamayıp söze atlıyor ekonomiden biraz biraz anladığı için ekonomik yaptırımları son derece ağır politikayı son derece başarısız bulduğunu söylüyor hükümete karşı ama işini kaybetmekten de korkuyor biraz sırası gelmişken patron baskısına da karşı olduğunu belirtiyor konuya dönerek cari açığın yükseldiğinden devletin iflasa sürüklendiğinden dem vuruyor hükümete oy veren vatandaşa patronuna politikaya ve cebindeki paranın azlığına karşı kısacası bir de çalışma saatlerinin fazlalığına karşı daha az çalışma saatiyle daha fazla istihdam sağlanabileceğini düşünüyor kafası da fazla çalışmıyor anlayacağınız üzere tefeci atlıyor hemen ekonomik politikaların doğruluğundan bahsediyor o da bankacıya karşı vicdan iyi niyet gülen yüz ya da para dışında her şeye karşı olduğunu anlatıyor üstü kapalı bu karışık ortamları seviyor aslında bu paranın kokusunu almak onun için aslında o da biliyor ekonomi politikasının beş para etmez olduğunun anarşist atlıyor ardından devlet düzeninin onu oluşturan yapıların tümüne karşı olduğunu söylüyor hayallerindeki dünyayı anlatmaya kalkacakken hepsi susturuyor bu gereksiz adamı da öğretmen ele alıyor lafı gayet çekingen bir tavırla hükümetin eğitim sisteminin yanlışlıklarından bahsediyor programın yararsız olduğundan dem vuruyor eğitim sistemine giriş yaparak akıllıca davrandığını sanıyor girizgahtan sonra maaşların azlığından yaşam sıkıntılarından emekliliğe dair kaygılarından bahsediyor diziyi kaçırmanın vermiş olduğu rahatsızlıktan da bahsetmek istiyor ama vazgeçiyor sonunda bir an kendi mesleğini icra etmekteki beceriksizliğini hatırlıyor ve susuyor yaslanıyor arkasına her kelimeyi kullanıp da hiçbir şeyi anlatamayan koca adamlar etrafındaki herkesi haksız ve saçmalamış olarak bulmuş bir şekilde öğrenciye dönüyorlar ben de tabii merak ederek dönüyorum şu ana kadarki olayları son derece ilginç bulan öğrencimiz söz hakkının kendine gelmesine şaşırıyor kürsü nutuk meraklısı o kadar dallamanın kendisine bakmasını garipsiyor ve çekinerek konuşmaya başlıyor anlatılanları son derece ilginç ve saçma bulduğunu söylüyor bir üst nesil olan bu insanların bi halt bilmeyen adamlar olduğunu fark ettiğini söylüyor karşı olduğu o kadar şeyin de saçma olduğunu anladığını söylüyor okulu bırakmaya karar verdiğini etrafını oluşturan bu kitleden uzaklaşmak istediğini okuduğu halde geleceğinin şimdi neden bu kadar kararmış olduğunu anladığını söylüyor her türlü çabaya girişmiş olsa da insanlar geleceğin beklenen gelecek olmayacağını anladığını söylüyor düşünüyor düşünüyor düşünüyor her şeye karşı çıkmak geliyor elinden anarşisti görüp vazgeçiyor okuyup adam olmak geliyor bakanı görüp ondan da cayıyor karanlık işlere girip köşeyi dönsem diyor tefeci geliyor aklına az uz okuyup memur bari olayım diyor bankacıyı görüp tövbe ediyor hiç isyan etmeyeyim kaderime razı olayım diyor öğretmenin aptal bakışını görüp vazgeçiyor sonra bana bakıyor göz göze geliyoruz uzun müddet bakışıyoruz durumu anlıyorum kalkıyorum yerimden ve usulca masayı terk ediyorum yaşanılan çevrenin küçük bir örnekleminin oturduğu masadaki insanları karşı çıktıklarını hayallerine dair izleri ve kalitesizliklerini görmek yetiyor bana da öğrenci ne yapacağını iyi biliyor koltuğuma oturuyor hafiften bir gülümsüyor ve hepsini yok ediyor başlıyor kendi hikayesini dünyasını ve karakterlerini yazmaya biliyor ki gelecek karşı çıkmakla değil yeniden yaratmakla çizilir bu vakitten sonra
