21 Ocak 2014 Salı

PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCELER

-BİZİMKİLER YAZDI, BİZİMKİLER UYARLADI DAHA GÜZEL YAZILAMAZDI-
UYUYAN GÜZEL PAMUK PRENSES


Sevdiğim dizilerdendir ‘’Once Upon a Time’’. Ülkeye, gündeme, çevreme, realiteye kızdığında masal alemine kaçıp çocukluğunuzu hatırlamanız için muazzam bir fırsat sunuyor bu nadide dizimiz.
Her ne kadar hevesli olsam da bu diziyi ayrıntılı şekilde anlatmak yerine bazı kesitlerden bahsedip bizimkiler olarak tabir edeceğim toplumumuzla nasıl benzerlikler gösterdiğine değineceğim.
İş bu dizimizin temeli kötü kraliçenin pamuk prenses ve yakışıklı prensin mutluluğuna gölge düşürmek adına ortaya büyük bir lanet çıkarması, masal alemi karakterlerini gerçek dünyaya taşıması ve bu alemde herkesin hafızasını kaybedip mutsuz mesutsuz yaşamasına dayanıyor. Sağ cephenin aklına ‘’Orta Asya’dan Anadolu’ya göçüşümüzü mü kastediyor lan’’ şeklinde düşünce gelebilir. Yok öyle bir şey demek istediklerime geçmedim henüz…
Bu karakterlerimiz mutsuzluğundan habersiz bir şekilde hayatlarına devam ederken geçmişle ilgili sorulara ‘’tam olarak hatırlamıyorum’’ şeklinde cevaplar veriyor üstüne de fazla düşmüyorlardı. Mutsuzluklarından bihaber bu karakterler demokratik bir kasabada yaşadıklarına inanırken belediye başkanlığı görevini yürüten kötü kalpli kraliçemiz 3 dönemdir başkanlık yaptığını dile getirmekte, öğretmen olarak yaşama devam eden pamuk prensesi sürekli aşağılayıp emirler yağdırmakta ve her fırsatta hükmettiği tebaanın burnundan getirmektedir. Tabi efsunlanmış bu halk da zulmü normal karşılamakta bir türlü niye bize zulmediyor?, biz niye sürekli aynı kişiyi seçiyoruz? En son ne zaman mutlu olduk? Gibi soruları bir türlü kendilerine soramamaktadır. Akıl edip soranlarsa gücünden korkup eninde sonunda geri adım atmaktadır.
-Bundan da anlam çıkarmaya kalkmayın daha bizimkilere geçmedim-
Tabii bu kötü kraliçenin sürekli dalaştığı kötü bir karakter vardır. Her fırsatta karşılıklı güç gösterisi yaptıkları bu karakterin adı ‘’Rumpeltitskin’’. Bu iki bir birine denk kötü karakter sürekli çatışma halinde olmakla birlikte tek bir ortak noktada –zulüm etmek- konusunda beraber harekete geçmektedir. Bu iki karakter –masal bu ya- bu ortak noktada buluşmak konusunda sıkıntıya düşmemekte, sürekli aynı masada yapacak bir kötülük bulmaktadırlar. Tabii bu planlar yapılıp kötülükler hayata geçirilirken halkımız mutsuz mesutsuz yaşamaya devam etmektedir. Tabii uyuyan güzelimiz hala öğretmen ve iyi öğretmen olacak ki tüm halk uyumayı adeta ondan öğrenmiş. Artık bir değil bir sürü uyuyan güzelimiz mevcuttur.
-Dizimizi anlatmayı gerçekten isterdim fakat ülke gündemi daha mühim-
Bu olaylar gerçekleşirken olayların farkında olan tek bir birey vardır ki bu birey başkanın evlatlık oğlu Henry’dir. Öğretmeni pamuk prenses ona bir masal kitabı hediye etmiştir ki bu masal kitabı evladımızın gözlerini açmış, olayları kavrayıp laneti bozmayı başarmıştır. Bazı öğretmen arkadaşlarımız bunu yorumlamaya kalkıp yeni neslin umut olduğu ve bu umudun öğretmenlere bağlı olduğu sonucunu çıkarmış olabilir. Alakası yok!
-Bundan da anlam çıkarmayın daha konuya girmedim-
Tabii bu olaylar gerçekleşirken ara ara geçmişi hatırlatma babında prensin pamuk prensesi öpmesi ve pamuk prensesin uyanıp kendine gelmesi mevzusu da sık sık dile getirilmektedir. Ve pamuk prenses bu öpücükten aldığı ilhamla kötülüklere karşı savaş açmakta, çoğu zaman da galip gelmektedir.

Bu yazıda ne masaldan bahsedebildim ne de gündemden. Yine de, bundan ısrarla anlam çıkarıp toplumu pamuk prensese benzetenler olabilir ve akıllarında acaba bizi de prens öpse uyanıp kendine gelir mi diye bir soru olabilir. Gelmez efendim gelmez değil öpmek, sabaha kadar geçirse yine gelmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder